6 Şubat 2015 Cuma

BUHUR DAĞ VE MARAL CEYLAN'IN AŞKI

    Bir varmış bir yokmuş;
   Bir zamanlar ulu bir dağ varmış.Bahar geldiğinde eteklerinde bin bir çiçek açar,baş döndürücü kokular yayarmış, bu yüzden her kez ona buhur dağ dermiş , ama buhur dağ onca ağacına çiçeğine rağmen çok yalnızmış, geceleri gökyüzüne bakar yıldızlara türküler söylermiş.Bir dileği varmış buhur dağın , istermiş ki gönlüne göre bir yari olsun , koynunda uyuyup koynunda uyansın i dağ daha bir dağ olsun , sevda daha bir sevda olsun.Yine böyle gecelerden bir gün , bakmış nazlı gözleriyle güzeller güzeli nazlı ceylan duruyor karşısında , dile gelmişte seslenmiş vurulduğu ceylana nicedir seni bekledim maral , işte geldin sonunda , fakat ceylan ürkmüş dağın heybetinden , kaçıp saklanıvermiş hemen , sonra usulca seslenmiş dağa;
  -Sesini duydu uzak diyarlardan , sevdalandım da buldum seni , gidecek yolum çekecek çilem var daha bırak beni , böyle hayrım dokunmaz sana bırak sarıyım yaralarımı dile geleyim.
  Yaralı ceylan böyle dedikten sonra hasreti de katıp koynuna , vurmuş kendini yollara. O gün dağ yemin etmiş bekliyeceğim seni maralım , taşım üstünde taş kalmayıncaya , torağımda tek bir ot bitmeyinceye dek. Ceylan fani , dağ fani , bir gece vakti gelmiş kavuşma vakti . Kınalı ceylan yorgun argın varmış yarinin eteklerine dağ görünce seslenmiş;
  -Ey! Güzeller güzeli ceylanım gittiğin günden beri hasretin gönlümü kasıp kavurdu , çiçeklerim tomurcuk gül oldu , pınarlarım kurudu , geldin , geldin ama ben o ulu dağ değilim artık.
  Ceylan acıyla yere çökmüş başını dayamış bir taşa seslenmiş sevdiğine;
  - Benim yazgım sensin buhur dağ sar beni ki sana karışayım  , sende son bulup sende doğayım , aşkını bağışla şu yaralı kalbe.
  Ve nazlı gözleri kapanırken düşen iki damla yaş yuvarlanıp dağın iki ayrı ırmağa dönüşmüş.O geceden sonra her gece mevsim bahara döndüğünde bir kızıl gonca gül bitermiş iki ırmağın buluştuğu yerde.


1 yorum: